“Ben reklamlardan etkilenmem.” Bu sözü sıklıkla duymuşuzdur.
Emin misin? Ya bilinçaltı mesajlar?
Gel, birlikte düşünelim. Bir mağazada dolaşırken “o marka değil de, bu markanın ürününü alacağım” dediğin oldu mu? Oldu değil mi? 🙂
Ya da bir ürünle ilk kez karşılaştığında “bu bana tanıdık geliyor” hissi?
İşte tam burada devreye giriyor: Bilinçaltı mesajlar.
🧬 Görmediğini Gördüğünü Sanmak
Reklam dünyası çoğu zaman gözümüzün gördüğünden fazlasına oynar.
Çünkü kararlarımızın %90’ı bilinçaltında alınır.
Bu şu demek: bir kampanya yalnızca ne dediğiyle değil, nasıl hissettirdiğiyle kazanır.
👁️🗨️ Görsel Kodlar: Rengin, Şeklin, Boşluğun Dili
- Renkler: Hangi kahve markası kahverengiden vazgeçebilir ki? Pembe kar kulağa sevimli geliyor olabilir, yine de pembe bir kahve tanıdık değildir 🙂
- Tipografi: Yuvarlak fontlar samimiyet demektir. Ya köşeli olanlar? Güç ve ciddiyet.
- Boşluk: Lüks markalar boşluğu sever. “Benim dikkat çekmeye ihtiyacım yok” demek isterler. Ve evet bu da tanıdık geldi değil mi?
Farkında olmadan her an beynimiz bu sinyalleri çözümlüyor.
Ve evet, buna “subtle messaging” yani örtük iletişim diyoruz.
Sen bakarken sadece “güzel görünüyor” diyorsun. Beynin ise çoktan kararını veriyor.
🧠 Nöropazarlama Ne Diyor?
Nörobilim destekli pazarlama araştırmalarında, tüketicilerin kalp atışları, göz bebekleri, beyin dalgaları ölçülüyor.
Ve bu araştırmalar bize şunu söylüyor:
Tüketici önce hissediyor, sonra düşünüyor.
Yani bir markanın seni etkilemesi için sana hitap etmesi yetmiyor.
Sana dokunması gerekiyor.
Bazen bir melodiyle, bazen o görselin içindeki çok küçük bir detayla.
👂 Peki Bu Manipülasyon mu?
Hayır. Ama ince bir çizgi.
Çünkü örtük mesajlar, doğru kullanıldığında marka ile tüketici arasında bir bağ kurabilir.
Ama abartıldığında, yani sadece manipülasyon için kullanıldığında ise maalesef güvensizlik yaratır.
İşte bu yüzden bazı reklamlar “bana samimi gelmedi” dedirtir.
Bazıları ise seni “neden bu kadar etkilediğini bile anlayamadığın” bir bağla sarar.
👩💻 Benim Gözümden…
Ajans tarafında çalışırken bazı kampanyaların yalnızca fikirle değil, sezgiyle ilerlediğini gördüm.
Mesela bir defasında sadece görseldeki bir gölge oyunu değiştirilerek, reklamın geri dönüşü %12 arttı.
Çünkü bilinçaltımız küçük şeylerle karar verir.
Ve çoğu zaman kendimiz bile o kararı neden verdiğimizi bilmeyiz.
☕ Şimdi Sıra Sende
Düşünsene…
Markaların sana gösterdiğinden fazlasını hissettiğin oldu mu hiç?
Bir reklama “bilmiyorum, ama iyi hissettirdi” dediğin? Ruhunu tam da o an hissetmek istediğin ve tanımlayamadığın hoş ya da masalsı bazı duyguların sardığını…
👇
Yorumlara yaz. Belki senin gördüğünü başkası fark etmemiştir.
